Sincan Masaj Salonu Masöz Sinem
Sincan Masaj Salonu
Banyodan çıkıp, her geçen dakika boÅŸluÄŸun daha da arttığı dairemde volta atmaya baÅŸlıyorum. Salonda dört koltuk, bir divan var; hepsinin aÄŸzı bir karış açık ÅŸeklinde; her biblo bir ÅŸeylerin yokluÄŸunu taşıyor. Çevremi saran herÅŸeyin yarısı var, yansı yok. En aÅŸina olduÄŸum nesneler, aldatıcı bir yaÅŸamın kalıntılarına dönüştü; oysa, seni tammasaydım, o aldaücı yaÅŸamın varlığı belki de yaÅŸamım süresince sürebilirdi. Sen olmasaydın, Laura, aslen burada olmadığınım bile farkına varamayacaktım. DoÄŸumumuz hakkında saçma sapan ÅŸeyler söylenir! Insan, dünyaya gelmekle doÄŸmuÅŸ olmuyor. YaÅŸamak’, Sincan Masaj Salonu
Sincan Masaj Salonu
keÅŸfedebileceÄŸi bir giz yalnızca. Mutluluk, birlikte ulaşılabilen bir uÄŸraÅŸ. Saniyelerin, dakikaların geçip gitmesine izin veriyorum ve bu kervan, mutluluÄŸun tadıyla tuzuyla yüklü, çünkü sana doÄŸru ilerliyor. Çalan telefonu açıyorum ve sesin bana birazcık kaygılı geliyor: Alo! Alo!.. Evet! Laura. Beni korkuttun, sen deÄŸilsin sanmıştım. Sen burada olmadığında, ben de kendimi baÅŸka bir yerdeymiÅŸim benzer biçimde hissediyorum. Jacques, nasıl biteceÄŸiz biz, nasıl sonuçlanacağız? Sincan Masaj Salonu Olmuyor… DoÄŸrusu insanoÄŸlunun boyunu aşıyor, mutluluk… İnsan kendini tehdit altında hissediyor bir ihtimal herÅŸey yoluna girer. Mutluluk denen ÅŸeyin yoluna girmesi iyi mi olabilir?” Sesin kınlıyor. AÄŸlıyordun, sanınm. Korkuyorum. Jacques. Seninle birlikte o kadar mutluyum ki… Bilmiyorum… Kendimi her an tehdit altında hissediyorum…”
“Dinle, sen mutlusun diye, hayat sana öfkesini kusacak deÄŸil ya. İnsan, yaÅŸamdan beklediklerinin hepsini tek tek sıralayabilir, fakat kesin olan bir ÅŸey varsa, o da bu isteklerin yaÅŸamın umurunda bile olmadığıdır. YaÅŸamın, mutluluÄŸu mutsuzluktan ayırt ettiÄŸi hiç görülmemiÅŸtir. YaÅŸam, başım eÄŸip kendi ayaklarına bakmaz hiç. Mektubumu okudun mu?” “Hangi mektup? Venedik’e hareket etmeden önce, ayrılmamız icap ettiÄŸini bildiren bir mektup yazmıştım sana…” Sincan Masaj Salonu “Bir dakika… Gidip masamın üzerinde biriken bir sürü mektubu karıştırdım. Jacques, aramızda herÅŸey sonlandı. Seni bundan böyle hiç görmeyeceÄŸim. Bu satırları okuduÄŸunda ben ölmüş olacağım. Bağışla beni. Sensiz yaÅŸayamam. Telefona koÅŸtum. Mektubunu okudum. Memnun oldun mu? harika. Ne kadar aÄŸladım, bilemezsin. Gerçek bir tehdit yokken, insanm kendini korkutma oyunu oynaması harika bir ÅŸey… Arkasından gelen yatışmışlık duygusuna bayılıyorum.”
Son yorumlar