Sincan Evde Masaj Hizmeti – Masör Ece
Sincan Evde Masaj Hizmeti – Masör Ece
Sincan Evde Masaj sonraları, bende aynı aşağılık duygusunu uyandıran, bir tek bir gül yaprağından kompleks problemler çıkaran belirli çSincanlar oldu. Derhal her şeyden konuşurduk. Fakat hepsinden çok, beni en fazlaca ilgilendiren mevzudan, doğrusu kendimden söz ederdik. Başkaları ne süre beni eleştirmeye, tahlil etmeye kalkışsalar, bunu kendi minnacık görüş açılarından yaparlardı. Oysa Sartre, beni kendi taşanlamış olurını, kendi davranışlarım açısından ve kendi değer ölçülerimin ışığında ele almaya çalışırdı. Jacques hakkında ona söylediklarımı ilgisiz karşıladı. Benim gibi yetiştirilmiş bir kadın için, belki de evlilikten kaçınmanın olanağı olamayacağını söyledi; ama bu konuda bana iki çift sözü vardı.
Sincan Evde Masaj olursa olsun, en iyi yanlarımı sürdürmeye çalışmalıymışım. Kişisel özgürlüğe olan tutkumu, yaşam sevincimi, meraklarımı, araştırıcılığımı, yazar olma konusundaki kararlılığımı yitirmemeliymişim. Sartre, bana bir tek güç vermekle, beni yüreklendirmekle kalmıyor, yazarlık hevesimde başarılı bir noktaya erişebilmem için bana yardım etmeye de niyetleniyordu. Benden iki yaş büyük olmasının, ki bu iki yılı son aşama iyi değerlendirmişti, benden çok daha erken çağda birtakım şeyler öğrenmeye başlamış olmasının sonucu.
Sincan Evde Masaj
Sincan Evde Masaj her konuda benden daha derin ve kapsamlı bilgisi vardı. Sartre’ın, kendi kabul etmiÅŸ olduÄŸu ve benim de ilk bakışta fark ettiÄŸim üstünlüğü, kendi yazacağı kitaplar için duyduÄŸu soÄŸukkanlı, ama yine de alev ateÅŸ tutkuydu. Eskiden, benden kötü kroket oynayan, yahut benim kadar hevesle çalışmayan çocukları küçümserdim.
Åžimdi ise, benim kararlılığıma güçsüz, yetersiz diye bakan biri vardı karşımda. Gerçekten de, kendimi onunla kıyasladığım süre, o pek coÅŸkulu tutSincanrım iyi mi da çelimsiz kalıyordu! Yazmadan yaÅŸamayı aklım almadığı için, kendimi olaÄŸanüstü biri ÅŸeklinde görürdüm. Oysa Sartre, salt yazmak için yaşıyordu. Hiç kuÅŸkusuz, niyeti ustalaÅŸmış bir edebiyatçı yaÅŸantısına saplanmak deÄŸildi. Formalitelerden, edebiyat alanındaki kıdem sıralarından, yazınsal “akımlar”dan, mesleklerden, edebiyatçılara haklan ve ödevlerinden ve yaÅŸamın tüm boÅŸ gösteriÅŸlerinden nefret ederdi.
Bir mesleÄŸi olması, iÅŸ arkadaÅŸtan, yöneticileri olması, kurallar koyması veya kurallara uyması fikrini bir türlü kabul edemiyordu. Aslabir süre bir aile babası olmayacak, hatta hiçbir zaman evlenmeyecekti. Çağın tüm romantizmi ve yirmi üç yaşının verdiÄŸi tüm düşlerle, büyük geSincanr yapmayı kuruyordu, İstanbul’a gidecek, oradaki liman işçileriyle kardeşçesine dost olacak; eÅŸi menendi görülmemiÅŸ günah alemlerinde pezevenklerle ve beyaz kadın tüccarlarıyla körkütük olana kadar içecekti. Tüm dünyayı dolaÅŸacak; ne Hindistan’daki paryaların, ne Athos Dağı’ndaki keÅŸiÅŸlerin, ne Newfoundland balıkçılarının Sartre’dan gizlisi saklısı kalmayacaktı. Aslabir yere yerlSincanyecek, hiç mal mülk edinmeyecekti.
Mal hevesine kapılmaması, bir tek bir yere bağlanıp kalmama özgürlüğünü korumak için değil, bununla birlikte malın midealn ne denli gereksiz bulunduğunu kanıtlamak içindi. Tüm bu geSincanrde başından geçecek olanlar, görüp geçirecekleri deneyler, yazılarına katkıda bulunacaktı ve Sartre, kendisini yazmaktan alıkoyacak deneylerin tümünü bir yana itecekti. Bu konuda, karşı görüşlerimizde direterek tartışıyorduk. Ben, en azından kuramsal açıdan, duyuların sistemli bir biçimde dağıtılmasından, tehlikelerle dolu bir yaşantıdan, yitik ruhlardan, içkide, uyuşturucu maddelerde ve cinsellikte tüm aşırılıklardan yanaydım. Oysa, Sartre, insanoğlunun dünyaya söylenecek bir sözü var ise, gücünü başka uğraşlarla tüketmesinin yazık olacağını savunuyordu.
Son yorumlar